Faiz, Kredi ve Finans İşlemleri

sefadmin
Ağustos 12, 2017

ÜNİTE:8

Faiz, Kredi ve Finans İşlemleri

 

Faizsiz bankacılık/katılım bankacılığı uygulaması 1963 yılında Mısır’da başlamış.

Faiz kavramı Kur’an ve Sünnette ‘’riba’’ kelimesi ile ifade edilir.

Riba: sözlükte fazlalık, artma, çoğalma gibi anlamlara gelir.

Günümüzde Arapçada ‘’faide’’ kavramı da banka faizi anlamında kullanılır.

Fıkıh literatüründe faiz- Verilen borcun geri ödenmesinde şart koşulan fazlalık veya mali mübadele akitlerinde ölçülebilir karşılıksız fazlalıktır.

Fıkıh literatüründe faiz türleri:

1- Borç (kredi) faizi (ribe’n nesie): Alınacak belirli bir fazlalık karşılığında borç/kredi verme yoluyla oluşur. Bunda asıl olan vade karşılığında verilenden fazlasını almaktır.

2- Alışveriş faizi (ribe’l bey): iki şekilde olur:

a) Fazlalık faizi (ribel fazl): paranın para karşılığında veya misli malların birbirleriyle takasında karşılıklardan birindeki ölçülebilir fazlalıktır.

Misli mal: aynı türe ait olup ölçü birimleriyle alınıp satılan mallar

Malın mal ile takas edilmesi gerektiğinde , malların para karşılığında satılması ve satın alınması önerilir. Çünkü malların parasal değeri pazarda oluşur ve bu değer objektiftir.

b) Veresiye faizi: satım akdinden kaynaklanır. Paranın para ile ya da malın mal ile mübadelesinde karşılıklardan birindeki vadedir. Fazlalık olsun ya da olmasın , karşılıklardan birinin vadeye kalması faiz kabul edilir.

Yukardaki işlemlerde paraya karşılık para, mala karşılık da mal satılmaktadır.

İslamın izin verdiği vadeli satış türü ise bedellerden birinin para diğerinin mal olduğu işlemdir.

Paralı bir işlemde; ister mal peşin para vadeli ;ister para peşin mal vadeli olsun faiz gerçekleşmez.

Alınan ve verilen miktar eşit ise ödünç akdinde faiz söz konusu olmaz.Bunun sebebi ödünç akdinin teberru/iyilik esasına dayanan akit olmasıdır.

Kur’an ‘ı Kerimde faizle ilgili ayetler dört grupta toplanabilir.Nuzül tarihleri farklı olan bu ayetlerden faizin yasaklanmasında aşamalı bir yol takip edildiği anlaşılır.

İlk inen ayet: Rum S.39.ayet Mekke döneminde inmiş.Faizin kötü olduğu ifade edilir.

İkinci grup ayetlerde : faiz yasağı ayrıntılarıyla ele alınmış. Bakara 275-276 faiz kesin olarak yasaklanmış. Vazgeçilirse anaparanın borç verene ait olduğu vurgulanmış. Anaparaya yapılan az veya çok ilave faiz kapsamına alınmıştır.

Üçüncü grup ayet: Al-i İmran 130. Bu ayete göre müfessirler, her türlü faizin ‘’kat kat artırma’’ anlamına geldiğini ifade ederler.

Dördüncü grup ayet: kendilerine yasaklandığı halde Yahudilerin riba aldıklarından ve insanların mallarını haksız yollarla yediklerinden söz edilir. Bu ayet faizin önceki dinlerde de yasaklandığını gösterir.

Borç faizi hakkında az sayıda hadis olması, kanunun sahabe tarafından yeterince bilindiğini gösterir. Alışveriş faiziyle ilgili Ubade b. Samit’in rivayet ettiği hadis, alışveriş faizinin hemen hemen hepsinde bulunan bu hadis , altı mal hadisi olarak anılır.

Fıkıh kitaplarında mezhep imamlarının faizle ilgili değerlendirmelerinde hareket noktasını ‘’altı mal hadisi’’ diye meşhur olan rivayet oluşturur.(altın, gümüş, buğday, arpa, hurma, tuz)

altın ve gümüşün faize konu olması para olmaları (semenniyyet) özelliğindendir.

Diğer mallarda faizin gerçekleşmesi Hanefi mezhebine göre mallardaki ‘’cins birliği’’ ve ‘’ölçü birliği’’ nedeniyledir. Çünkü faizde temel prensip, ‘’ölçülebilir karşılıksız fazlalıktır’’.

Diğer fıkıh mezhepleri ise faizin gerçekleşmesinin sebebi olarak ‘’para alma’’ nın dışında , ‘’yiyecek alma’’ , ya da ‘’ saklanabilir nitelikte yiyecek alma’’ özelliğini kabul ederler.

Faizin yasaklanmasında ki en önemli sebep , onun bir sözleşmede taraflardan birinin aleyhine , öbürünün lehine şart kılınan karşılıksız ve ölçülebilir fazlalık olmasıdır. Bu mallarda faizin illeti , yani bu malların değişiminde faiz gerçekleşmesine neden olan temel özellik , her birinin aynı cinsten ve aynı ölçü birimine bağlı misli mal olmasıdır.

Faizin zararları:

1- Faiz , sermaye sahiplerinin yatırıma yönelmesini ve dolayısıyla kaynakların tam kapasite ile kullanılmasını önler.

2- Yatırım olmadığı için işsizlik artar.

3- Yatırımlarda faizli kredi kullanma üretim maliyetini yükseltir. Ensflasyona yol açar.

4- Faizle çoğalan sermaye toplum üzerinde hakimiyet kurup onu yönlendirir.

5- Toplımsal değerler altüst olur. Yardımlaşma , dayanışma , sevgi , şevkatin yerini para ve itibar kazanma hırsı alır.

6- Faizli dış borçlar , kalkınmakta olan ülkelerin ekonomi ve siyasi özgürlüklerini riske sokar.

7- Tüketim amaçlı borçlanmalarda , haksızlık tamamen borçlu aleyhinde gelişir.

8- Üretim amaçlı borçlanmalarda her iki taraf da haksızlığa uğrar.

9- Faiz her zaman güçlünün ve sermaye sahibinin yararına olmuş. Zayıf ve muhtaç kimselerin durumlarının daha da kötüleşmesine sebep olmuş.

İslam olağandışı durumlar için farklı hükümler öngörmüş. Bunlar zaruret ve ruhsat gibi kavramlarla ifade edilir.

Zaruret: kişinin temel haklarını ve ihtiyaçlarını ciddi ölçüde tehdit eden bir haldir. Ancak bireysel ve geçici olaylarda söz konusudur.

Banka: sermaye , para ve kredi ile ilgili her türlü işlemi yapan mali aracı kurumdur.

Normal bankacılıkta işlemler faiz esasına dayanır.

Katılım bankaları , sermaye toplama ve sermaye kullandırma aşamalarında faizli muamelelerden kaçınan ve bunları ortaklık vb. yollarla yürüten finans kuruluşlarıdır. Yani sermaye toplama ve para işletme sürecinde bankalar faizli kredi sistemini kullanırken , katılım bankacılığı kuruluşları ortaklık sistemini uygular. İslam tarihinde , finans ve sermaye sağlayan çeşitli uygulamalar yapılmıştır. Beytül mal (devlet hazinesi) kurumunun kredi kullandırması, para nakli ile ilgili işlemler yaptırması , asker ve memurların maaş ödemelerinde kullanılan çek(es-sak) işlemleri bunların başlıcalarıdır.

Sarraflar , cehbezler, emek- sermaye ortaklıkları sermaye sağlayan korum ve uygulamalardandır.

Katılılım bankacılığı işlemleri:

1- Sermaye toplamacı

2- Sermaye kullandırma

3- Bankacılık hizmetleri

Sermaye toplama:

a) Öz sermaye: Kurulurken kurucuların sağladığı sermaye

b) Mevduat: İstenildiğinde ya da belirlenmiş vade sonunda çekilmek üzere müşterinin yatırdığı para . İkiye ayrılır:

1- cari hesap

2- katılım hesabı

Cari hesap: Banka ile hesap sahibi arasında borç ilişkisi doğuran , istendiği zaman geri çekilebilen , faiz ya da kar payı ödenmeyen hesaplar.

Hukuk açısından karz/borç: Ödünç akdine benzetilir.

Katılım hesabı: Kar ve zarara katılmak şartıyla oluşturulan hesaplardır.

Katılım hesaplarında kar ve zarara katılma şartı, bu tür hesapları faizli uygulamadan ayıran en önemli farklılıktır. Kurum ile hesap sahibi arasındaki ilişki ortalık ilişkisidir. Bu tür ortaklıklara fıkıhta müdarebe denir.

Müdarebe (emek- sermaye ortaklığı): çalışma/emek bir taraftan , sermaye diğer taraftan olmak üzere , kar-zarar paylaşımı esası ile kurulan ortaklık.Zaman , mekan, ticaret yapılacak konular bakımından tarafların anlaşmasına bağlıdır.

Katılım hesabı, müdarebe ortaklığı esasına dayanır. Sermaye hesap sahibi tarafından , emek katılım bankası sağlanır.

Faizsiz bankacılıkta sermayeyi işletme yöntemleri:

murabaha , ortaklık, kiralama

1- Murabaha: Peşin alınan malı belli bir kar ilave ederek vadeli satmak. Fıkıhta ,güvene dayalı satış (buyü’u’l-emanat) türlerinden sayılır. Çağdaş murabaha olarak da isimlendirilir.

Dubai ve Kuveyt’te  düzenlenen 1. Ve 2. İslami bankacılık konferanslarında çağdaş murabahanın meşru olduğuna karar verilmiş.

Murabahanın şartları:  

 1- Murabaha konu olacak mal ya da mali hakkın gerçekten var olması gerekir. (Vergiler, cezalar, harçlar mal hükmü taşımaz)

2- Mal ya da mali hakkın satılabilir olması kontrol edilir.(içki, domuz eti, kumar malzemeleri, batıl dinlerin sembolleri gibi haramlar üzerinde murabaha yapılmaz)

3- Söz konusu malın taksitle satışa elverişli olması gerekir.

4- Malın, önceden müşterinin zimmetine geçmiş olmaması gerekir.

5- Alım satım işlemi sahte olmamalı.

2- Ortaklık yöntemi:

a) Sermaye ortaklığı (müşareke)

b) Emek sermaye ortaklığı (müdarebe)

a) Sermaye ortaklığı (müşareke): İki ya da daha fazla kişinin belirli sermaye koyarak birlikte iş yapması , oluşacak  kar ve zararı paylaşması ile kurulan ortaklık.

Sermaye ortaklığının amaçları ya da sağladığı yararlar:

  • faizli yöntemle yatırım yapma zorunluluğu kalkar
  • faizden kaçanların tasarrufları ekonomiye kazandırılır.
  • tasarruf sahipleri banka/finans kurumunu seçerken dikkatli davranır.Piyasada güvenli bir ortam oluşur.
  • ortaklığın yetkilerinden dolayı finans kurumu, yatırımı denetler, daha sağlıklı ve verimli ortaklıklar kurulur.

İnan ortaklığı: İki veya daha fazla kişinin ticaret yapmak ve karı anlaştıkları oranda paylaşmak üzere bir mal üzerinde kurdukları ortaklık. Günümüzde bu tür ortaklıklara anonim şirketi denir.

Katılım bankalarının sermaye ortaklığı uygulamasıda inan ortaklığına benzer.

Sermaye ortaklığında İslam hukukçularının aradığı şartlar:

  • tarafların sermaye üzerindeki hakları belirlenmiş olmalı
  • başkasının zimmetinde bulunan bir borcun sermaye yapılmaması
  • karın anlaşmazlığa yol açmayacak şekilde ve oransal olarak belirlenmesi

b) Emek sermaye ortaklığı (müdarebe): Katılım bankası, ortaklık usulü ile sermaye talebinde bulunan kişiler ve önerdikleri proje hakkında önaraştırma yapar. Uygun bulursa sermaye desteği verir. Katılım bankası sermaye, müteşebbis de emek sağlar ve emek-sermaye (müdarebe) ortaklığı kurulur. Banka karın bir kısmını kendisi alır. Diğer kısmını katılım hesabı olanlara kar olarak yansıtır.

Kiralama: Bir şeyin kendisinin değil de menfaatinin belirli bir bedel karşılığında satılmasına denir. İki türü vardır:

1- Kasa kiralama: Bankanın belirli bir ücret karşılığında kasalardan birinin kullanım hakkını müşteriye devretmesi. Fıkıhçılara gören  bu kiralama akdidir.

2- Finansal kiralama: Katılım bankası müşterisi için malı satın alır ve ona kiralar. Kira bedelinin toplamı , kiralanan malın bedelidir. Taksitler bitince malın mülkiyeti müşteriye geçer. Bu tür sözleşmelere leasing de denir.

Debit kart: Hamiline sadece hesabında para bulunduğunda harcama imkanı veren kartlar.Harcama direk hesaptan kesildiği için faize konu olmaz.

Charge card: Hesap da nakit para olmasa da kullanılır. Belirlenen süre içinde faiz uygulanmaz. Süre dolunca borç ödenir. Ertelenmez. Kredilendirilmez.

Kredi kartı: Hesapta para olsun ya da olmasın belli bir limite kadar harcama hakkı verilen kartlar.Belli süre içinde harcanan para ödenmelidir. Yoksa gecikme faizi uygulanır.Borç kredilendirilebilir.

Banka müşteri ilişkisi: Banka kredi kartı anlaşmasında müşterisine kefil olur.Bu işlemde banka ile müşteri arasında kefalet akdi tahakkuk eder.Bu işlem bir vekalet sözleşmesini de içerir. Kart hamili bankayı vekil kılar.

Banka işyeri ilişkisi: Bankalar , işyerlerine pos cihazı bağlar. Onlar adına hesap açar. Kredi kartıyla yaptıkları satışları takip eder. Alacaklarını tahsil edip, kendilerine öder. Karşılığında işyerlerinden komisyon alırlar.

Banka ile işyeri arasında iki açıdan ilişki vardır:

1- Banka yerine getirdiği hizmet karşılığında ücret alır.

2- İşyeri bankanın müşteriye kefaletini kabul eder.

Müşteri işyeri ilişkisi: müşteri ile işyeri arsındaki ilişki , alacağın tahsil edilmesi bakımından havale işlemidir. Borç ikinci kişiden talep edilir

DHBT Sınavı
22.09.2024
0
Gün
0
Saat
0
Dakika
0
Saniye