Uhud Savaşı’nda Peygamberimizi Savunan Kadın Sahabe!Nesibe binti Ka’b radıyallahu anh

admin
Mart 7, 2016

nesibe-savunmak-uhud-savasi

Nesibe binti Ka’b radıyallahu anha Medineli bir kadındı. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber cihada çıkan ilk kadındır. İki evlilik yaptı. Dört çocuk doğurdu. Çocuklarının hepsini iyi bir mücahid olarak yetiştirdi. Akabe gecesine, Uhud’a, Hudeybiye’ye , Huneyn’e ve Yemane’ye katıldı.

Cihad meydanlarında erkekler gibi cihad etti. Son cihadında kolu koptu. On iki yerinden ağır yara aldı. Peygamber aleyhisselamdan hadisler rivayet edip alimler arasına katıldı.

Küçük oğluyla beraber Uhud’a katılmıştı. Oradaki dağınıklık esnasında Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin yanına yaklaşıp O’nu korumaya çalıştı. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

“Sağa sola nere dönsem, Nesibe’yi önümde beni savunurken görüyordum.”

Anne oğul gösterdikleri gayret Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemi memnun etti. Onlara dua etti. Nesibe: ‘Dua et de cennette senin yanında olayım.’ diye rica etti. Efendimiz de: ’Allahım. Onları cennette arkadaşım kıl.’ diyerek dua etti. Nesibe bu duaya çok sevindi. Dünya umurumda değil, diyerek sevincini ifade etti.

Uhud günü hatıralarından söz ederken diyor ki:

“Uhud’da bir ara Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin etrafında on kişiden az kimse kalmıştı. Hemen, Mus’ab ve oğlumla O’nu korumaya koştuk. Birisi: ‘Bana Muhammed’i gösterin. O yaşıyorsa ben yokum.’ diyordu.

Önüne çıktım. Elimde sadece kılıcım vardı. Zırhım ve kalkanım yoktu. Adam enseme öyle bir vurdu ki hala o ağrıyı hissediyorum. O ise iki zırh giydiği için benim vurduklarım tesir etmiyordu. Oğlum da yaralandı.

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem oğluma : ’Yaranı sar.’ diye emretti. Kendim de yaralı olduğum halde oğlumun yarasını sardım. ‘Yavrum! Bunlar Allah yolunda olan işlerdir. Üzülme!’ dedim. Efendimiz bana: ’Senin dayandığına kim dayanabilir?‘ dedi.

Erkeklerden biri elindeki kalkanla kaçıyordu. Resulullah ona: ’Bari kalkanı bırak.’ dedi. O da kalkanı bıraktı. Ben onu alıp savaşmaya devam ettim.”

Nesibe radıyallahu anha Peygamber aleyhisselamdan sonra da cihada devam etti. Yalancı peygamber Müseyleme, oğlunun kollarını kesip vücudunu ateşte yaktı. Nesibe de diğer oğluyla beraber Yemane Savaşı’na katılıp oğlunun intikamını almak istedi.

O savaşta diğer oğlu, Müseyleme’yi öldürdü. Bu savaşta Nesibe’nin kolları koptu. Kolsuz haliyle Medine’ye geri döndü. Geçmiş olsun diyenlere hep şunu söyledi: ‘Ben cennette Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber olayım da dünyadan bir şey istemem.’

Ebu Bekir ve Ömer radıyallahu anhuma onu saygıyla anar ve sık sık ziyaret ederlerdi. Ömer bin Hattab’a iyi bir kumaş hediye edilmişti: ‘Buna Nesibe’den başkası layık değildir.’ diyerek onu Nesibe’ye gönderdi. Nesibe, kolsuz ama yürekli haliyle Medine’de öldü. Ardından erişilmesi zor bir kişilik bırakıp Baki’ mezarlığına gömüldü.

Hani kadınlar sabırsızdı? Hani kadınlar dayanıksızdı? Hani kadınlar sadece konuşurdu?

Ey Nesibe! Bey’at kadını, Uhud kadını, Yemame kadını! Ey mücahide! O zirveye çıkarken kadınları da ezdin binlerce erkeği de! Allah senden razı olsun. Kanından, damarından bize de nasip etsin

DHBT Sınavı
22.09.2024
0
Gün
0
Saat
0
Dakika
0
Saniye