Ezan ve kamet esasen müekked sünnet olmakla birlikte, bir bölgede okunmamasına karşı sert yaptırımlar bulunduğu için, vacip veya farz-ı kifaye ağırlığında olduğu kabul edilmektedir.
Ezan okunması için vaktin girmesi şarttır, vakit girmeden okunan ezanın vakit girince tekrar iade edilmesi gerekir. Diğer mezheplerde sabah ezanı vakti girmeden okunabileceği kabul edilmiştir. Çünkü onlara göre sabah namazını ilk vaktinde kılmak eftaldir.
Ezan okuyacak kimselerin erkek, akıllı, takva sahibi olmalara gerekir. Cahillerin, fâsıkların, çocukların ve kadınların ezan okumaları veya kamet getirmeleri mekruhtur. Abdestsiz ezan okumakta mekruhtur.Hanefi mezhebinde cünüp iken okunan ezanın iadesi gerekir, en ihtiyatlı görüş budur.
Ezan ve kamet vakit namazlarında sünnettir, yani ezan ve kamet vaktin değil namazın sünneti olduğu için kaza namazı kılarken de kâmet getirmek ve ezan okumak sünnettir.
Camide iken bir vaktin ezanı okunsa o vaktin namazını cemaatle kılmadan çıkarsa kerahet işlemiş olur.
Bu ikisinin okunurken dinleyenlerin kendi kendine tekrar etmesi müstehaptır. Müezzin “hayye ale’s-salah” ve “hayye ale’l-felah”derken bu esnada “La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim” demek müstehaptır.
Peygamberimiz yeni doğan torunu Hasan’ın kulağına ezan okumuştur buda menduptur.