ÂHİRETE İMAN

admin
Kasım 2, 2019

ÂHİRETE İMAN

a) Âhiret Günü ve Âhirete İman

Âhiret, sözlükte “son, sonra olan ve son gün” anlamlarına gelir. “el-yevmü’lâhir” (son gün).
Terim olarak âhiret, İsrâfil’in (a.s.) Allah’ın emriyle, kıyametin kopması için sûra ilk defa üflemesiyle başlayacak olan ebedî hayata denilir.

Kur’an’da âhiret ve âhiret hayatı ile ilgili verilmiş olan isimlerden bazıları şunlardır:

el-yevmü’l-âhir (son gün, âhiret ünü)
yevmü’l-ba‘s (diriliş günü)
yevmü’l-kıyâme (kıyamet günü)
yevmü’d-dîn(ceza ve mükâfat günü)
yevmü’l-hisâb (hesap günü)
yevmü’t-telâk (kavuşma günü)
yevmü’l-hasre (hasret ve pişmanlık günü)

b) Âhiretin Varlığının İspatı

Bu konuda tek bilgi kaynağı vahiydir. Kur’an’da ve sahih hadislerde ne haber verilmişse onunla yetinilir.

c) Âhiret Hayatının Devreleri

İnsanın ölümüyle âhiret hayatı başlar. Bu durumda âhiret, kabir (berzah) hayatı, kıyamet, ba‘s (yeniden dirilme), haşir ve mahşer, defterlerin dağıtılması, hesap, mîzan, sırat, şefaat, cennet ve cehennem gibi devreleri kapsamaktadır

Kabir Hayatı (Berzah)

Ölümle başlayıp yeniden dirilmeye kadar devam edecek hayata kabir hayatı denilir. Kabir hayatı “berzah” diye de anılmıştır.

 Kıyamet ve Kıyamet Alâmetleri

Sözlükte “kalkmak, dikilmek, ayaklanmak” anlamlarına gelen kıyamet bir terim olarak, evrenin düzeninin bozulması, her şeyin alt üst edilerek yok olması, yok olan ve ölen şeylerin yeniden yaratılıp diriltilerek ayağa kalkması ve mahşere doğru yönelmesi demektir. Bu durumda kıyamet genel bir
ölümden sonra genel bir dirilişi kapsamaktadır. Kur’an’da kıyamet günü; saat, vâkıa (kesin olarak meydana gelecek olan), et-tâmmetü’l-kübrâ (en büyük felâket ve belâ), hâkka (gerçek olan), gaşiye
(şiddetiyle birden bire halkı saran), karia (kapıyı çalacak gerçek) gibi isimlerle de anılmıştır.

1. Kıyametin Kopacağı Zaman

Kıyametin ne zaman kopacağını ancak Allah bilir.

2. Kıyamet Alâmetleri (Eşrâtü’s-sâat)

Kıyamet alâmetleri, insan iradesine bağlı olması veya olmaması, kıyametin kopuşuna çok yakın bulunup bulunmaması durumu göz önünde tutularak iki başlık altında incelenir: Küçük alâmetler, büyük alâmetler. Alâmetlerin büyük veya küçük diye nitelenmeleri önemlerinden dolayı değil,
açıklanan sebepten dolayıdır.

1.Küçük Alâmetler

Dinî emirlerin ihmal edilmesi ve ahlâkın bozulması gibi insan iradesine bağlı olarak büyük alâmetlerden çok önce meydana gelecek olan olaylardır. Peygamberimiz’in gönderilmesi ve onunla
peygamberliğin sona ermesi, ilmin ortadan kalkıp bilgisizliğin artması, şarap içme ve zinanın açıkça yapılır olması, ehliyetsiz insanların söz sahibi olması, adam öldürme olaylarının artması, dünya malının bollaşması, zekât verecek fakirin bulunmaması gibi olaylar kıyametin küçük alâmetlerinin
bazılarıdır.

2. Büyük Alâmetler

Kıyametin kopmasının hemen öncesinde meydana gelecek ve birbirini izleyecek olan olaylardır. Büyük alâmetler, tabiat kanunlarını aşan ve insan iradesinin dışında gerçekleşen olaylardır. Hz.Peygamber bir hadislerinde, “Kıyametten önce on alâmet görmediğiniz sürece dünyanın sonu gelmez” buyurmuş ve bu alâmetleri şu şekilde sıralamıştır.

a) Duman. Müminleri nezleye tutulmuş gibi bir duruma getiren ve kâfirleri sarhoş eden bir dumanın çıkışı ve bütün yeryüzünü kaplaması.

b) Deccâl. Bu isimde bir şahıs çıkacak ve Tanrılık iddiasında bulunacak, istidrâc denilen bazı olağan üstülükler gösterecek ve Hz. Îsâ tarafından öldürülecektir.

c) Dâbbetü’l-arz. Bu isimde bir canlı çıkacak, yanında Hz. Mûsâ’nın asâsı ve Hz. Süleyman’ın mührü bulunacak, asâ ile müminin yüzünü aydınlatacak, mühür ile kâfirin burnunu kıracak, böylelikle müminlerin ve kâfirlerin tanınmaları sağlanacaktır.

d) Güneşin Batıdan Doğması. Evrenin tek hâkimi Allah’ın emriyle güneş batıdan doğacak, bu olaydan sonra iman edenlerin imanı, kendilerine hiçbir fayda vermeyecektir

e) Ye’cûc ve Me’cûc’ün Çıkması. Bu isimde iki topluluğun yeryüzüne dağılarak bir süre bozgunculuk yapmaları da kıyametin bir başka büyük alâmetidir.

f) Hz. Îsâ’nın Gökten İnmesi. Hz. Îsâ kıyametin kopmasına yakın gökten inecek, insanlar arasında adaletle hükmedecek, Hz. Peygamber’in dini üzere amel edecek, deccâli öldürecek, sonra da ölecektir.

g) Yer Çöküntüsü. Biri doğuda, biri batıda, biri de Arap yarımadasında olmak üzere üç yer çöküntüsü meydana gelecektir.

h) Ateş Çıkması. Hicaz taraflarında büyük bir ateş çıkacak ve her tarafı aydınlatacaktır.

3. Sûr ve Sûra Üfürüş

Kelime olarak sûr, “seslenmek, boru, üflenince ses çıkaran boynuz” anlamlarına gelir. Terim olarak “kıyametin kopuşunu belirtmek ve kıyamet koptuktan sonra bütün insanların mahşer yerinde toplanmak üzere dirilmelerini sağlamak için İsrâfil (a.s.) tarafından üfürülecek olan boru”ya sûr denilir. Kur’an âyetlerinden anlaşıldığına göre, İsrâfil (a.s.) sûra iki defa üfürecektir. İlkinde Allah’ın diledikleri hariç, göklerde ve yerde olan her şey dehşetinden sarsılacak (nefha-i feza‘=korku üfürüşü) ve her şey yıkılıp ölecek ve kıyamet kopacak (nefha-i sâik=ölüm üfürüşü), ikincisinde de insanlar dirilecek ve mahşer yerinde toplanmak üzere Rablerine koşacaklardır (nefha-i kıyâm=kalkış üfürüşü)

Birinci üfürüş : Nefha-i feza=korku üfürüşü. İsrafil’in ilk sura üflemesiyle kıyametin dehşetinin vereceği korku. Her şey yıkılıp ölecek ve kıyamet kopacak.
İkinci üfürüş : Nefha-i sâik=ölüm üfürüşü
Üçüncü üfürüş: Nefha-i kıyâm=kalkış üfürüşü

Berzah :Kabir hayatı
Eşrâtü’s-sâat : Kıyamet alâmetleri

 Ba‘s (Yeniden Dirilme) ve Âhiret Halleri

1. Ba‘s

“Öldükten sonra tekrar dirilmek” anlamına gelen ba‘s, âhiret hayatının en önemli devrelerinden biridir. Kıyametin kopmasından sonra İsrâfil (a.s.) sûra ikinci defa üfürecek ve bütün canlı yaratıklar tekrar diriltileceklerdir.

2. Haşir ve Mahşer

Sözlükte “toplanmak, bir araya gelmek” demek olan haşir, terim olarak yüce Allah’ın insanları hesaba çekmek üzere tekrar dirilişten sonra bir araya toplamasıdır. İnsanların toplandıkları yere “ mahşer veya arasât” denilir.

3. Amel Defterlerinin Dağıtılması

İnsanlar hesaplarının görülmesi için toplandıktan sonra, kendilerine dünyada iken yaptıkları işlerin yazılı bulunduğu amel defterleri dağıtılır. Bu defterlerin mahiyeti bilinmemektedir. Amel defterleri cennetliklere sağdan, cehennemliklere soldan veya arkadan verilir. Defteri sağdan verilenlere “ashâb-ı yemîn”, soldan veya arkadan verilenlere “ashâb-ı şimâl” adı verilir. Defterin sağdan verilmesi bir müjde, soldan verilmesi ise azabın habercisidir.

Ashâb-ı yemîn : Amel defteri sağdan verilenler manasına gelir, cennettekileri ifade eder.
Ashâb-ı şimâl : Amel defteri soldan veya arkadan verilenler manasına gelir, cehenneme gidecek olanları ifade eder.

4. Hesap ve Sual

İnsanlar amel defterlerini ellerine aldıktan ve yaptıklarının en ince detayına kadar yazıldığını gördükten sonra Allah Teâlâ tarafından hesaba çekileceklerdir. Hesap ve sorgulama sırasında amel defterlerinden başka, insanın organları ve yeryüzündeki mevcûdat da insanın yaptıklarına şahitlik edecektir.

5. Mîzan

Sözlükte “terazi” anlamına gelen mîzan, âhirette hesaptan sonra herkesin amellerinin tartıldığı ilâhî adalet ölçüsüdür.

6. Sırat

Sırat cehennemin üzerine uzatılmış bir yoldur. Herkes buradan geçecektir. Müminler yaptıkları amellerine göre kimi süratli, kimi daha yavaş olarak bu yoldan geçecek, kâfirler ve günahkârlar ise ayakları sürçerek cehenneme düşeceklerdir.

7. Havuz

Kıyamet gününde peygamberlere ihsan edilecek havuzlar bulunacaktır. Müminler bunların tatlı ve berrak suyundan içerek susuzluklarını gidereceklerdir.

8. Şefaat

Âhirette bütün peygamberlerin Allah’ın izniyle şefaat etmeleri haktır ve gerçektir. Şefaat demek, günahı olan müminlerin günahlarının bağışlanması, olmayanların daha yüksek derecelere erişmeleri için peygamberlerin ve Allah katındaki dereceleri yüksek olanların Allah’a yalvarmaları ve dua
etmeleri demektir. Hz. Peygamber’in bundan başka bir de genel ve kapsamlı bir şefaati vardır. Mahşerde bütün yaratıklar ıstırap ve heyecan içinde hesaplarının görülmesi için bekleşirlerken, o Allah’a dua ederek hesap ve sorgunun bir an önce yapılmasını ister. Buna “şefâat-i uzmâ” (en büyük şefaat) denilir. Peygamberimiz’in bu şefaati, Kur’an’da “makam-ı mahmûd” (övülen makam) adıyla anılır

Şefâat-i uzmâ : En büyük şefaat demektir, Peygamberimiz (sav)’in şefâat-i.
Makam-ı mahmûd : Övülen makam. Peygamberimiz’in bu şefaati, Kur’an’da (övülen makam) adıyla anılır
Ashâb-ı yemîn : Amel defteri sağdan verilenler
Ashâb-ı şimâl : Amel defteri soldan veya arkadan verilenler

9. A‘râf

“Dağ ve tepenin yüksek kısımları” anlamına gelen a‘râf, cennetle cehennemin arasında bulunan sûrun ve yüksek kısmın adıdır. Bilginler, a‘râf ve a‘râflıkların kimler olacağı konusunda farklı iki görüşe sahip olmuşlardır:

1. Herhangi bir peygamberin tebliğini duymamış olarak ölen insanlarla, küçükken ölen müşrik çocukları a‘râfta kalacaklardır.

2. A‘râflıklar, iyi ve kötü amelleri eşit olan müminlerdir. Bunlar cennete girmeden önce cennetle cehennem arasında bir süre bekletilecekler, sonra Allah’ın lutfuyla cennete gireceklerdir.

10. Cehennem

Kelime olarak “derin kuyu” anlamına gelen cehennem, âhirette kâfirlerin sürekli olarak, günahkâr müminlerin de günahları ölçüsünde cezalandırılmak üzere kalacakları azap yeridir. Kur’an’da cehennem için yedi isim kullanılmıştır: Cehennem (derin kuyu), nâr (ateş), cahîm (son derece büyük, alevleri kat kat yükselen ateş), hâviye (düşenlerin çoğunun geri dönmediği uçurum), saîr (çılgın ateş ve alev), lezâ (dumansız ve katıksız alev), sakar (ateş), hutame (obur ve kızgın ateş). Bazı bilginler bu yedi ismin, cehennemin yedi tabakası olduğunu ileri sürmüşlerdir

1- Cehennem (derin kuyu)
2- Nâr, Sakar (ateş)
3- Cahîm (son derece büyük, alevleri kat kat yükselen ateş)
4- Hâviye (düşenlerin çoğunun geri dönmediği uçurum)
5- Saîr (çılgın ateş ve alev)
6- Lezâ (dumansız ve katıksız alev)
7- Hutame (obur ve kızgın ateş)

11. Cennet

Sözlükte “bahçe, bitki ve sık ağaçlarla örtülü yer” anlamına gelen cennet, terim olarak “çeşitli nimetlerle bezenmiş olan ve müminlerin içinde ebedî olarak kalacakları âhiret yurdu”na denir. Cennet ve oradaki hayat sonsuzdur.

Allah’ın Âhirette Görülmesi (Rü’yetullah)
Müminler, âhirette, cennete girdikten sonra Allah’ı göreceklerdir. Bu görmenin mahiyeti hakkında
kesin bilgi yoktur.

Rü’yetullah : Allah’ın Âhirette Görülmesi

DHBT Sınavı
22.09.2024
0
Gün
0
Saat
0
Dakika
0
Saniye