a) İlâhî Kitap Kavramı ve Kitaplara İman
Kitap, sözlükte “yazmak ve yazılı belge” anlamına gelir. Terim olarak ise, Allah Teâlâ’nın kullarına yol göstermek ve aydınlatmak üzere peygamberine vahyettiği sözlere ve bunun yazıya geçirilmiş şekline denilir. Çoğulu “kütüb”dür. Hıristiyan ve yahudilere ilâhî kitap olarak İncil ve Tevrat verildiğinden onlara “Ehl-i kitap” denilmiştir. İlâhî kitaplara Allah katından indirilmiş olması sebebiyle “kütüb-i münzele” veya “semavî kitaplar” da denilir.
b) İlâhî Kitaplar
İlâhî kitaplar Allah kelâmı olmak bakımından aralarında farklılık bulunmamasına rağmen, hacimleri ve hitap ettikleri kitlenin büyüklüğüne göre, suhuf ve kitap olmak üzere ikiye ayrılırlar.
aa) Suhuf
Sahife kelimesinin çoğulu olan “suhuf ”, dar bir çevrede, küçük topluluklara, ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde indirilen birkaç sayfadan oluşmuş küçük kitap ve risâlelere denilir. Ebû Zer’den rivayet edilen bir zayıf hadise göre sayfaların sayısı 100 olup şu peygamberlere indirilmiştir:
Hz. Âdem’e 10 sayfa,
Hz. Şît’e 50 sayfa,
Hz. İdrîs’e 30 sayfa,
Hz. İbrâhim’e 10 sayfa
Suhufa göre daha hacimli ve kitap şeklinde olan ve evrensel mesajlar içeren ilâhî kitaplar ise;
Tevrat, Zebur, İncil ve Kur’an olmak üzere dört tanedir
bb) Tevrat
Tevrat İbrânîce bir kelime olup “kanun, şeriat ve öğreti” anlamlarına gelir. Hz. Mûsâ’ya indirilmiştir. Tevrat’a Ahd-i Atîk ve Ahd-i Kadîm de (Eski Ahit) denilir.
cc) Zebur
Kelime olarak “yazılı şey ve kitap” anlamına gelen Zebur, Hz. Dâvûd’a indirilmiş olan ilâhî kitabın adıdır. Zebur, ilâhî kitapların en küçüğü olup, yeni dinî hükümler getirmemiştir. Bugün elde mevcut olan Zebur nüshaları, lirik söyleyiş ve ilâhîlerden, Allah’a övgü ve hikmetli sözlerden ve birtakım nasihatlardan meydana gelmiştir. Mezmûrlar adıyla Eski Ahid’de yer almaktadır.
dd) İncil
İncil kelime olarak “müjde, tâlim ve öğretici” anlamına gelir. Hz. Îsâ aracılığıyla İsrâiloğulları’na indirilmiştir. İncil’e Ahd-i Cedîd (Yeni Ahit) denilir.
ee) Kur’an
Allah tarafından gönderilen ilâhî kitapların sonuncusu olan Kur’ân-ı Kerîm, son peygamber Hz. Muhammed’e indirilmiştir. Sözlükte “toplamak, okumak, bir araya getirmek” anlamına gelir.
1. Kur’an’ın Nüzûlü
Kur’ân-ı Kerîm, Allah Teâlâ’dan Hz. Peygamber’e Cebrâil aracılığıyla ve vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenebilmesi, kısa zamanda etrafa yayılması, mânasının kolaylıkla anlaşılması, zihinlerde ve akıllarda derece derece bir gelişme ve alıştırma sağlaması, inançların ve değer yargılarının yavaş yavaş güçlenip kökleşmesi vb. sebeplerle, o bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık 23 senede, bölümler halinde indirilmiştir
2. Kur’an’ın Muhtevası
İnsanları hem bu dünyada hem de âhirette mutluluğa kavuşturmak için gönderilmiş bulunan Kur’ân-ı Kerîm başlıca şu konuları kapsamaktadır:
1- İtikad: Başta Allah’a iman olmak üzere peygamberlere, meleklere, kitaplara, kazâ ve kadere, âhirete ait önemli konular ve inançla ilgili çeşitli meseleler, Kur’an’ın kapsadığı konuların başında gelir.
2- İbadetler: Kur’an’da müslümanların yapmakla yükümlü bulundukları namaz, oruç, hac, zekât vb. ibadetlere dair âyetler vardır.
3- Muâmelât: Kur’an bir toplumun devamını sağlayan ve toplum fertlerinin aralarındaki ilişkileri düzenleyen birtakım hükümleri kapsar. Kur’an’da alışveriş, emanet, bağış, vasiyet, miras, aile hayatı, nikâh ve boşanma gibi kişiyi ve toplumu ilgilendiren konulara dair açıklamalar ve hükümler vardır.
4- Ukubat: İslâm toplumunun mutluluğa erişebilmesi, bu toplum fertlerinin, İslâm’ın koyduğu kurallara aynen uymasıyla mümkün olur. Toplumun düzenini bozan, insan haklarını ve yasakları çiğneyen kimseler cezayı hak edecekleri için Kur’an bunlarla ilgili hükümleri de kapsamaktadır.
5- Ahlâk: Kur’an, kişilerin dünya ve âhiret mutluluğunun sağlamasına yardımcı olmak üzere, ana babaya hürmet, insanlarla iyi geçinme, iyiliği emretme, kötülükten sakındırma, adalet, doğruluk, alçak gönüllülük, merhamet, sevgi… gibi ahlâkî hükümleri de kapsamına almaktadır.
6- Nasihat ve Tavsiyeler: İnsanlara emir ve yasaklar konusunda duyarlı olmalarını, nefislerine esir düşmemelerini, dünyayı âhirete tercih etmemelerini, dünyada imtihana çekildiklerini hatırlatan, çeşitli tehlikelerden koruyan nasihat ve tavsiyeler de Kur’an’ın içerdiği konular arasındadır.
7-Va‘d ve Vaîd: Allah’ın emirlerine boyun eğip yasaklarından kaçınanların cennetle mükâfatlandırılacaklarına, buyruklarını terkedip yasaklarını çiğneyenlerin cehennemle cezalandırılacaklarına dair Kur’an’da pek çok âyet bulunmaktadır.
8- İlmî Gerçekler: Kur’an, insanlığa gerekli olan ilmî gerçeklerin ve tabiat kanunlarının ilham kaynağını teşkil eden âyetleri de kapsamaktadır. Kur’an, bu ilmî gerçeklerden bir pozitif bilim kitabı gibi bahsetmek yerine insanları, âlemin yaratıcısının kudret ve büyüklüğünü düşünmeye, Allah’ın nimetlerini anarak O’nu yüceltmeye teşvik eder.
9- Kıssalar: Kur’ân-ı Kerîm önceki ümmetlerle, peygamberlerin hayatından da söz eder. Ancak bunları bir tarih kitabı gibi değil, insanların ibret alacakları bir üslûp ile anlatır.
10- Dualar: İnsan yapacağı işlerde sürekli Allah’ın yardımına muhtaç olduğu için Kur’an’da çeşitli dualar da yer almıştır.
3. Kur’an’ın Mûcize Oluşu
Kur’an, üslûbu ve içeriği bakımından akıllara durgunluk veren, hayrette bırakan büyük ve ebedî bir mûcizedir. Diğer peygamberlerin mûcizeleri, dönemleri geçince bittiği, onları yalnız o dönemde yaşayanlar gördüğü halde, Kur’an mûcizesi kıyamete kadar sürecektir.
4. Kur’an’ı Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Özellikler
Hz. Peygamber’e Cebrâil aracılığıyla Arapça olarak indirilen ve bize kadar tevâtür yoluyla gelen Kur’an’ı diğer kutsal kitaplardan ayıran ve eşsiz kılan özelliklerin başlıcaları şunlardır:
1- O, Peygamberimiz’e diğer kutsal kitaplarda olduğu gibi toptan değil, zamanın ve olayların akışına göre âyetler ve sûreler halinde indirilmiştir.
2- Kur’an, en son kutsal kitaptır ve ondan sonra başka bir ilâhî kitap gelmeyecektir. Getirdiği hükümler ve bunların geçerliliği kıyamete kadar sürecektir.
3- Kur’an, bize kadar hiç bozulmaya ve değiştirilmeye uğramadan gelmiş, kıyamete kadar da öyle kalacaktır.
4- O, Hz. Muhammed’in peygamber olduğunu gösteren mûcizelerin en büyüğü ve sürekli olanıdır.
5- Kur’an’ın kapsadığı yüce gerçekler kıyamete kadar bütün insanların ve çağların ihtiyacını karşılayacak değerdedir. Bilimin ve aklın, ondaki gerçeklerde çelişki bulacağı bir zamanın gelmesi düşünülemez.
6- Kur’an’ın bir başka üstünlüğü kolayca ezberlenebilmesidir. Bu özellik tarihte hiçbir kitaba nasip olmamıştır.
7- Kur’an, aynı zamanda başka din mensupları arasındaki ihtilâfları çözüme kavuşturacak bir özelliğe sahiptir.